25 Mayıs 2014 Pazar

"Üç Birliği Tek Tanrı Demektir" Aldatmacası


"Üç Birliği Tek Tanrı Demektir" Aldatmacası

  Teslis konusu ile ilgili en büyük aldatmacalardan bir tanesi, belki de en büyüğü, bazı Hristiyanların üçleme adı altında aslında Bir Allah'ın kastedildiğine dair izahlardır. Özellikle üçlemenin putperest inanç ile bağdaştırılmasından rahatsız olan bazı Hristiyanlar, kastettiklerinin üç unsurda birleşmiş tek bir İlah olduğunu savunmaktadırlar. Genellikle bu anlatımı kendileri de çok iyi anlamamakta ve aslında aleni olarak üç tanrı inancını tarif etmektedirler.
  Kimi teslisçiler üç unsurda tek bir cevherin birleştiğini, dolayısıyla üç unsurun da tanrı olduğunu; kimileri babanın en büyük olduğunu, diğerlerinin babadan geldiğini; bazıları üç tanrı arasında bir işbölümü olduğunu; bazıları ise oğulun babadan, Kutsal Ruh'un da oğuldan geldiğini iddia ederler. Üçlemeye dair buna benzer iddiaların sayısı çok fazladır. Fakat hepsi, karmakarışık anlattıkları bu teslis dogması ile kasdettiklerinin aslında Tek Allah olduğunu iddia ederler. Eğer gerçekten tek Allah inancına sahiplerse elbette bu güzeldir, fakat bunun için yapılan söz konusu tarifler son derece yanlıştır.
  Şu çok önemlidir: İncil, bütünüyle Hristiyanlara Allah'ın Bir olduğunu söyler. İncil'de Allah'ın Birliğini ifade eden ve Tek Allah'a kul olmayı emreden çok fazla pasaj bulunmaktadır. Ve bu pasajların tümü son derece açıktır. Fakat buna karşılık, İncil'in hiçbir yerinde üçleme ifadesi geçmediği gibi, üçlemeye delil gösterilebilecek tek bir açıklama dahi yoktur. Delil olarak öne sürülen pasajların tümü üzerinde zorlama yorumlar yapılan, parantez açıklamalarıyla içine Allah'ın oğlu ve Kutsal Ruh ibareleri eklenen, tamamen farklı bir anlama sahipken kasıtlı olarak üçlemeye delil gibi yorumlanan pasajlardır. İncil'de Tek Allah açık ve aleni şekilde vardır, üç Tanrı ise İncil'in hiçbir yerinde yoktur. 

children
  Teslisçiler, kendi türettikleri teslisin üç unsuru olan baba, oğul ve Kutsal Ruh'un hem ayrı şahıs veya ayrı ayrı varlıklar olup hem de tek bir "cevher" olduğunu, nasıl olup da üçün hem üç hem de bir olduğunu asla açıklayamamışlardır. Bu büyük çelişkinin de daima farkında olmuşlardır. Yine aynı şekilde üç tanrının nasıl farklı görevler üstlendiğini; yaratma fiili babaya ait ise, nasıl diğerlerinin bu özelliğe sahip olamadığını; doğmayan, doğrulmayan, zamandan ve mekandan münezzeh olan tek bir İlahın, nasıl zaman ve mekan içinde farklı şahıslara ayrılmış olduğunu asla açıklayamamaktadırlar. Zaten açıklayabilmeleri de mümkün değildir.
Ludwig church
Ludwig Kilisesi İncil'de Allah'ın bir olduğunu bildiren çok fazla pasaj bulunmaktadır. Üçleme inancı Hristiyanlık inancına zorlama olarak dahil edilmiş ve zorlama olarak ayakta tutulmaya çalışılan bir inançtır.
  Teslisçilerin iddialarına göre üç tanrı eğer her yönden eşit ise –ki bu üçlemeyi savunan çoğunluk Hristiyanın savunduğu bir şeydir– şu durumda ayinlerde bir tanesine tapınmak onların mantığına göre yeterli olmalıdır. Fakat teslisçi Hristiyanlar üçüne birden tapınmak gerektiğine inanırlar. Bu da teslisin üçtanrıcılıktan çok farklı bir inanç olmadığını gösterir.
   Üç tanrının tekliği iddiası, olağanüstü derecede mantıksızdır. Her şeye gücü yeten, tüm varlıkların Hakimi olan, onların tümünü yoktan yaratan Allah'ın üç ayrı varlık olarak tezahür etmesine nasıl bir ihtiyaç olabilir? (Allah'ı tenzih ederiz) Üstelik tek İlah'a inandıklarını iddia eden üçleme yanlıları, Müslümanların ve Musevilerin tevhid inancı olan "Allah'ın mutlak Birliği ve Tekliği" vasfını tam olarak anlamamaktadırlar.Tevhid inancında Allah Mutlak Birdir, Tekdir, BİR EŞİ-BİR BENZERİ YOKTUR. HİÇBİR ŞEY O'NA EŞ OLAMAZ, HİÇBİR ŞEY O'NUN BENZERİ OLAMAZ. Allah'ın Birliği budur. Dolayısıyla üçleme inancı asla ve asla tevhid inancı değildir. Üçleme ile Bir Allah'a inandığını iddia edenler ya aldatılmışlardır, ya da doğru söylememektedirler.
St. Peters Basilica kilisesi nefi
St. Peters Basilica kilisesi nefi Her şeyi gören, bilen Bir Allah'ın varlığı bir rahmettir. Her an bizimle olan, dua ettiğimizde bizi duyan ve duamıza icabet eden bir Allah'ın varlığı büyük bir nimettir. Üçleme karmaşası, Hristiyanlardan bu büyük nimeti alır götürür. Bu inancın büyük bir tehlike olmasının nedenlerinden biri budur.
   Fakat asıl soru, böyle bir karmaşaya neden ihtiyaç olduğudur. Tek Allah'a inanmanın gönül huzuru, rahatlığı, güvenliği ve mutluluğu varken, böylesine karmaşık, birbirini tutmaz ve olağanüstü çelişkili izahlara neden gereksinim duyulmaktadır? Bütün bu karmaşanın yerine doğrudan Bir ve Tek olan Yüce Allah'a inanmak, Bir ve Tek İlah olarak O'na yönelmek çok daha güzeldir. Her şeyi gören ve bilen Bir Allah'ın varlığı bir rahmettir. Her an bizimle olan, dua ettiğimiz zaman bizi duyan, hatta sinelerde gizli olanı da bilen ve ona icabet eden, her şeyi kontrolü altında tutan Yüce Rabbimiz'in varlığı ne büyük nimettir. Üçleme inancının karmaşası içinde boğulmuş durumda olan bazı Hristiyan kardeşlerimiz tevhid inancının bu güzelliğini bilmemektedirler. Allah'a böylesine yakın olmanın güzelliğini bilseler, üçlemeyle nasıl kendilerini Yaratan'dan uzaklaştırdıklarının farkına varacaklardır. Allah'ın yüceliğini bilmek, Allah'a Bir ve Tek İlah olarak iman etmek, Allah'ın gücünü gereği gibi takdir edebilmek mutlulukların en büyüğüdür.
  De ki: "Ben, yalnızca bir uyarıcıyım. Bir olan, kahreden Allah'tan başka bir İlah yoktur." "Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbidir, üstün ve güçlü olan, bağışlayandır." (Sad Suresi, 65-66)

küçük kız ve kilise

Hak Dinde Karmaşa Yoktur, Eğer Karmaşa Varsa Batıl İtikatlardan Şüphelenilmelidir

  Allah'ın yarattığı her hak din çok kolaydır. Dinin hükümleri düşünülmesi zor, anlaşılmayacak, sır olarak kalacak konular değildir. Yüce Rabbimiz'in varlığı çok açıktır. Allah'ın varlığı, Allah'ın yaratma sanatı, Allah'ın yarattığı varlıklara yakınlığı ve hakimiyeti de çok kolay anlaşılan konulardır. Dinde asla ve asla karmaşa yoktur. Vicdanı ve aklı ile bakan bir insan Yüce Yaratan'ın her şeyin Sahibi olan ve her şeye Hükmeden Tek Yaratıcı olduğunu, "her şeye güç yetiren" vasfının bir gereği olarak oğul edinmeye ihtiyacı olmadığını, tüm varlıklara en yakın olduğunu, O'ndan başka hiçbir Güç olmadığını mükemmel şekilde anlayabilir. Dolayısıyla teslis inancını savunanlar ve onlara uyanlar yanılmaktadırlar.
  Eğer dinde teslisçilerin yaşadığı tarzda bir karmaşa olduğu iddia edilirse, bu bir şüphe sebebidir. Orada artık hak olan yerini batıla bırakmıştır. Eğer Kendi üstün eserlerini en küçük zerrede, devasa büyüklükteki kainatta veya tek bir atomun derinliklerinde dahi göstermiş ve açıkça sergilemiş olan Yüce Allah'ın vasfını açıklamak ve anlamak bu kadar zor hale geldiyse, orada şeytanın oyunundan şüphelenilmelidir.
  Tek bir Yaratıcı vardır ve kainattaki her şey bu Üstün Yaratıcı'nın sanatına işaret eder. Onları yoktan yaratan Allah, onları her an kontrolü ve denetimi altında tutmaya da kuşkusuz kadirdir. Rabbimiz'e ulaşmak için vesilelere ihtiyaç yoktur. Başka sözde ilahlara da ihtiyaç yoktur (Allah'ı tenzih ederiz). Allah bizi bizden daha iyi bilen, bizi her an gözetimi altında tutandır. Dolayısıyla samimi Hristiyanlar, bir karmaşa içinde olduklarını fark etmeli ve hak dinin berrak, anlaşılır ve son derece zevkli tevhid anlayışına kalplerini açmalıdırlar. Nitekim Kuran'da bunun dışındaki bir yolun "çelişki ve aykırılık" olduğunu Allah bildirmiştir:

 Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir. (Bakara Suresi, 137)

Teslis İnancı, Allah'ı Takdir Edebilmenin Önündeki Büyük Bir Engeldir

  Teslis inancını Kilise'nin değiştirilemez doktrini olarak görüp bugün ona uyan Hristiyanların belki de bu konudaki en büyük sorunlarından birisi, Allah'ı gereği gibi takdir edememeleri, Allah'ın vasıflarını tam olarak anlayamamalarıdır. Yüce Allah, dev büyüklüklerden keşfedilmesi dahi olağanüstü derecede zor küçüklükteki tüm alemleri, tüm kainatı YOKLUKTAN yaratmıştır. Yoktan muazzam bir evren yaratan, onun içindekilerin tümünü bir denge ve düzen içinde var eden, insanı ve tüm diğer canlıları bu muhteşem sistem içinde kusursuzca yaratan, insana bir kader veren Allah kuşkusuz ki yarattığı her canlıyı gözetip korumaya da kadirdir. Rabbimiz, her şeyin bilgisine sahiptir. O, her şeyi görür, her şeyi işitir. O'ndan hiçbir şey gizli değildir. O'nun bilgisi olmaksızın tek bir canlı tek bir nefes dahi alamaz, tek bir yaprak dahi hareket edemez, tek bir elektron yer değiştiremez. Allah dilerse, bunların tamamını yok etmeye ve yeniden görülmemiş, tanınmamış bir güzellikte yoktan var etmeye kadirdir. Allah için bu kuşkusuz ki çok kolaydır. Rabbimiz'in yalnızca "Ol" emri ile her şey olur.
   Allah her gözün gördüğünü görür, her sesi duyar. Her gözün göreceğini de, her kulağın duyacağını da zaten yaratan O'dur. Kuran'ın bizlere gösterdiği İslam'ı tam olarak anlayamamış olan bazı Hristiyanlar, İslam'da Allah'ın insanlara uzak olduğuna dair bir anlayış olduğunu iddia ederek teslis dogmasını kendilerince haklı çıkarmaya çalışırlar. Oysa Allah bizden uzak değildir, her an bizimledir. Allah her yerdedir ve İslam bu gerçeği Kuran ayetleriyle insanlara haber verir. İslam'ın aksine teslis düşüncesi Allah'ı uzak görür. Bu sebeple Allah'ın ancak Hz. İsa (as)'ı vesile ederek kullarına ulaşabildiği düşüncesi hakimdir. İşte bu düşünce, Allah'ı tam anlayamama, gereği gibi takdir edememekten kaynaklanır.
  Allah'ın kendilerinden uzak olduğunu düşünen bazı Müslümanlar elbette vardır. Fakat onların kaynağı Kuran değil, kendi türettikleri hurafelerdir. Dolayısıyla onların savundukları şeyin bilgisi İslam'da yoktur. Gerçekte, Allah'ın kendilerinden uzak olduğunu düşünen bir kısım Müslümanlar da, Allah'ın kendilerine vesilelerle ulaşabileceğini düşünen teslisçi Hristiyanlar da aynı yanlış anlayışı paylaşırlar. Yüce Rabbimiz Kuran'da;
"Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamarından daha yakınız." (Kaf Suresi, 16)
"Artık, Rabbinin hükmüne sabret; çünkü gerçekten sen, Bizim gözlerimizin önündesin..." (Tur Suresi, 48)
"...Karada ve denizde olanların tümünü O bilir, O, bilmeksizin bir yaprak dahi düşmez; yerin karanlıklarındaki bir tane, yaş ve kuru dışta olmamak üzere hepsi (ve herşey) apaçık bir kitaptadır." (En'am Suresi, 59)
"...O, gizli tuttuklarını da, açığa vurduklarını da bilir. Çünkü O, sinelerin özünde saklı duranı bilendir." (Hud Suresi, 5)
"...Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz." (İbrahim Suresi, 38)
ayetlerinde ve bunun gibi pek çok ayette haber verdiği gibi, insana EN YAKIN olduğunu açıkça bildirmiştir. Hiç kimse, hiçbir varlık, insana Allah'tan daha yakın değildir. Her gözden Allah görür, her kulaktan Allah işitir. Allah, bir kısım Müslümanların ve Hristiyanların düşündüğü gibi yalnızca göklerde değil, HER YERDEDİR. Bir yaprak düştüğünde onu gören kimse olmasa da Allah onu mutlaka görür, bilir. Yerin altındakiler, denizin kilometrelerce derinliğindekiler, hücrelerimizin içindekiler ve tamamen görünmez bir alem olan atomlar, elektronlar, kuarklar bizim için bilinmez olsa da, Allah onların her birini her an bilir ve her an görür.
gotik kilise
Şayet onlar da, sizin inandığınız gibi inanırlarsa, kuşkusuz doğru yolu bulmuş olurlar; yok eğer yüz çevirirlerse, onlar elbette bir (çelişki ve) aykırılık içindedirler. Sana onlara karşı Allah yeter. O, işitendir, bilendir.
(Bakara Suresi, 137)
  Birbirinden farklı çeşitli vasıfları olan üç ayrı tanrının varlığını öne süren teslisçiler, Allah'ın işte bütün bu satırlarda anlatılan üstünlüğünü, yüceliğini, kudretini bilmemektedirler. Bunu bilseler, Allah'ın kendilerine çeşitli vesilelerle ulaştığı düşüncesinin yanlışlığını hemen anlayabileceklerdir. Allah'ın vesilelere ihtiyacı yoktur. O, yaratılanı daha yaratılmadan önce bilen, sinelerin özünde saklı olandan haberdar olandır.
  Bu gerçeği daha iyi anlamak için tecelli kavramının ne olduğunu, onun için de maddenin hakikatini bilmek gerekmektedir. O zaman Hristiyanlar, tüm bu anlatılanların metafizik bir inanç olmadığını, Allah'ın açıkça insanlara bildirdiği bu gerçeğin bilimsel olarak ispatlanmış olduğunu daha iyi anlayacaklardır. Bu konu, üçüncü bölümde detaylı olarak işlenmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder