11 Temmuz 2014 Cuma

Bazı Hristiyanların Armageddon Yanılgısı


Ahir Zaman, Deccal Fitnesinin Yaşanacağı Dönemdir

Şu anda ahir zamanda yaşıyoruz. Bu önemli zaman dilimi, dünyadaki kıyametten önceki son dönemdir. Ve bu kutlu dönem, Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde ayrıca İncil ve Tevrat pasajlarında çok detaylı anlatımlarla tarif edilmiştir. Kıyametten önceki son dönem, yani ahir zaman, deccal fitnesinin yaşanacağı, felaketlerin, zulümlerin, kargaşa ve mutsuzlukların, savaşların, katliamların, dejenerasyonun, ekonomik krizlerin, maddi çöküntülerin, terör, şiddet ve vahşetin en kapsamlı şekilde yaygınlaşacağı ve herkesin bir kurtarıcı aradığı dönem olacaktır. İnsanların büyük bir bölümü bu dönemde kötülüğü yaygınlaştıracak, Allah'ı ve ibadetleri unutmaya meyledecek, kendilerince sorunların çözümünü savaş, katliam ve kötülükte bulacak, kargaşa ve bozgunculuğa yöneleceklerdir.
Ahir zamanda deccal fitnesinin yaygınlaşması, yeryüzündeki bütün toplulukların felakete sürüklenmesi ve insanların bir kurtarıcı için Allah'a yalvarmaları ile birlikte, Rabbimiz ahir zamanın kutlu şahıslarını yeryüzüne gönderecektir. Bu kutlu şahıslar, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'dır. Yeryüzü, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın yeryüzündeki zuhuru ile sükun bulacak, deccalin fitnesi ortadan kalkacak ve yeryüzünde daha önce hiç görülmemiş bir Altın Çağ dönemi yaşanacaktır. Bu dönemde savaşlar sona erecek, tek bir damla kan akıtılmayacak, top, tüfek, silah kullanılmayacak, insanlar hiçbir şekilde zulüm görmeyecektir. Hz. Mehdi (as), yeryüzüne tam bir barış ve huzur ortamını getirecek, adaletle hükmedecek ve uyuyanı dahi uyandırmayacaktır. Peygamberimiz (sav) hadislerinde bu büyük ve önemli gerçeği şöyle haber vermiştir.
İnsanlar, bal arılarının beyleri etrafında toplanması gibi, Hz. Mehdi (as)'ın çevresinde toplanırlar. Daha önce zulümle dolu olan dünyayı, adaletle doldurur. Adaleti o denli olur ki, UYKUDA OLAN BİR KİMSE DAHİ UYANDIRILMAZ VE BİR DAMLA KAN BİLE AKITILMAZ. Dünya, adeta asr-ı saadet devrine geri döner. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 29 ve 48)
[HZ. MEHDİ (AS)'IN] ZAMANINDA NE BİR KİMSE UYKUSUNDAN UYANDIRILACAK, NE DE BİR KİMSENİN BURNU KANAYACAKTIR. (El Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, sf. 44)
Ona [Hz. Mehdi (as)'a] biat edenler, [Kabe civarındaki] rukün ve makam arasında biat ederler. UYUYANI UYANDIRMAZ, ASLA KAN DÖKMEZLER. (El-Heytemî, El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
selale

Hz. Mehdi (as) döneminde, savaş olmayacaktır:

SAVAŞ [ERBABI] DA AĞIRLIKLARINI [SİLAH VE MALZEMELERİNİ] BIRACAK. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/334)
HARP [ERBABI] AĞIRLIKLARINI [YANİ SİLAH VE SAİREYİ] BIRAKIR. (İmam Şa'rani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, 496)
Düşmanlık ve kini de kaldıracaktır... KAP SU İLE DOLDUĞU GİBİ YERYÜZÜ BARIŞLA DOLACAKTIR. Din birliği de olacak, artık Allah'tan başkasına tapılmayacaktır. SAVAŞ DA AĞIRLIKLARINI BIRAKACAK. (Sünen-i İbn-i Mace, 10/334)

Hiçbir kimse arasında bir düşmanlık kalmayacaktır. Ve bütün DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (İmam Şa'rani, Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s.496)

Hz. Mehdi (as) döneminde kötülükler ortadan kalkacak, yerini iyiliklere bırakacaktır:

Onun (Hz. Mehdi (a.s.)) döneminde İYİ İNSANLARIN İYİLİĞİ ARTAR, KÖTÜLERE KARŞI BİLE İYİLİK YAPILIR. (Kitab-ul Burhan fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 17)
Kap su ile dolduğu gibi yeryüzü barışla dolacaktır. Hiçbir kimse arasında bir DÜŞMANLIK KALMAYACAKTIR. VE BÜTÜN DÜŞMANLIKLAR, BOĞUŞMALAR, HASETLEŞMELER MUHAKKAK KAYBOLUP GİDECEKTİR. (Sahih-i Müslim, 1/136)

Hz. Mehdi (as) döneminde savaşların son bulacağı Tevrat'ta da haber verilmiştir:

... Son günlerde... Rab birçok halkın arasındaki anlaşmazlıkları çözecek... Ulus ulusa kılıç kaldırmayacak, savaş eğitimi yapmayacaklar artık.(Yeşaya, 2:2-4; Mika, 4:1-3)
Savaş arabalarını Efrayim'den, atları Yeruşalim'den (Kudüs'ten) uzaklaştıracağım. Savaş yayları kırılacak... (Zekeriya, 9:10)
O dönemde [Hz. Mehdi (as) döneminde], açlık ya da savaş, haset ya da düşmanlık olmayacak... (Maimonides, Mişna Tora, Kralların Kanunları 12:5)
... Ülkeden yayı, kılıcı, savaşı kaldıracağım, güvenlik içinde yatıracağım onları. (Hoşea, 2:18)
... Ülkenize barış sağlayacağım. Korku içinde yatmayacaksınız... Savaş yüzü görmeyeceksiniz. (Levililer, 26:5-6)
"... Topladıkları silahları yakacaklar. Küçük büyük kalkanları, yayları, okları, sopaları, mızrakları ateşe atacaklar... Yakmak için silahları kullanacaklar..." Egemen Rab böyle diyor. (Hezekiel, 39:9-10)
... İnsanlar kılıçlarını çekiçle dövüp saban demiri, mızraklarını bağcı bıçağı yapacaklar... (Yeşaya, 2:4; Mika, 4:3)

Şüphesiz, iman edenler(le) Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sabiiler(den kim) Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve salih amellerde bulunursa, artık onların Allah Katında ecirleri vardır. Onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 62)
Dolayısıyla Hz. Mehdi (as) ve Hz. İsa (as) döneminde kan yoktur. Savaşlar yoktur. Deccalin fitnesi durdurulmuştur. Milletlere, devletlere barış gelmiştir. O dönemde kimse savaşın peşinde olmayacaktır. Çünkü savaşın temel sebebi olan batıl itikatlar, Darwinist-materyalist zihniyet ve bu çarpık zihniyetin getirdiği menfaatçilik, bencillik ve ruhsuzluk ortadan kalkmış olacaktır. İnsanları gerçek dindarlıktan uzaklaştıran radikal din ve ideolojileri ortadan kalkacak ve dolayısıyla şiddetin ve sevgisizliğin temel zihniyeti yok olacaktır. Hz. Mehdi (as) ve Hz. İsa (as)'ın gelişi ile yaşanacak olan Altın Çağ, dünyanın en mutlu, en rahat, en huzurlu, en barış dolu ve en bolluk içindeki dönemi olacaktır. Hz. Mehdi (as) zuhur etmiştir. Hz. İsa (as) ise nüzul etmiştir, şu an zuhuru beklenmektedir. Gizliden gizliye görevini gerçekleştirmeye başlamıştır. Her iki kutlu şahıs da deccalin fitnesine karşı ilmi mücadelelerini şu an gerçekleştirmektedirler. Artık barışa ve rahatlığa doğru bir gidişat yaşanacaktır. Bundan sonra savaş yoktur. Hristiyanların beklemekte oldukları Armageddon savaşı, şeytanın tüm dünyayı kırıp geçirdiği, deccalin Darwinizm ve komünizm fitnesi ile dünyayı sardığı geçtiğimiz yıllarda gerçekleşip bitmiştir. Pek az Hristiyan bu gerçeğin farkındadır.

Armageddon senaryolarının arkasındaki kirli emeller,
Bazı Hristiyanlar İncil'de, Hz. Mesih'in çıkış vaktinde gerçekleşeceği bildirilen Armageddon savaşı sırasında atların yularlarına varacak miktarda kan döküleceğini iddia ederler. Söz konusu savaşta, yedi yıl sürecek bir felaket döneminin olacağını, yaşanan savaşlar sırasında Musevilerin dörtte üçünün Müslümanlar tarafından yok edileceğini, İsrail ve bir kısım Ortadoğu topraklarının tamamen harap olacağını, tüm bunların da Hz. İsa (as)'ın çıkışı için önemli bir işaret olacağını ifade ederler.
Bu dehşetli senaryoya göre, Museviler Müslümanlara karşı 'Armagedon' olarak adlandırılan savaşı kazanmadıkça, Hz. İsa (as) yeryüzüne tekrar dönmeyecektir. Bu nedenle bir kısım Hıristiyanlar, Hz İsa (as)'nın yeryüzüne dönmesi için, bu büyük savaşın çıkmasını ve savaşın Musevilerce kazanılmasını adeta şart olarak görmektedirler. Bu savaş bittikten sonra da, Hz. İsa (as)'ya iman eden 144.000 Musevi dışında tüm Musevilerin kırılması beklenmektedir. Bu kanlı savaşlar neticesinde, tüm Müslümanların ve neredeyse tüm Musevilerin yok edileceğine; diğer taraftan sadece Hz. İsa (as)'ya bağlı Hıristiyanlarla, seçilmiş 144.000 Musevi'nin kurtuluşa ereceğine inanmaktadırlar.
Söz konusu Evanjelik Hristiyanlar İncil'de ahir zamanda gerçekleşeceği bildirilen ve detaylı olarak tarifi yapılan Armageddon Savaşını tamamen yanlış yorumlamaktadırlar. Ve bu yanlış inancın bir gereği olarak da, şu anda Ortadoğu'da sürekli kan akmasının, kardeşin kardeşle savaşmasının ve bitmek bilmeyen gerilimin Hz. İsa (as)'ın gelişi için mutlaka gerekli olduğu yanılgısını savunmaktadırlar. Türkiye'nin güneydoğusunu içine alan, aynı zamanda Irak ve Suriye'yi kapsayan ve Ortadoğu'ya kadar uzanan geniş bölge içinde, kendi inançlarına göre Musevilerin çok büyük bir kısmının katledileceği, kanın sel gibi akıtılacağı bir vahşet için hazırlık yapmaktadırlar. Bu kan beklentisi Evanjelik Hristiyanların çok büyük bir bölümü için vazgeçilemez bir amaç, gün geçtikçe daha da güçlenen bir hedefe dönüşmüştür, çünkü onların batıl inancına göre, Hz. İsa (as)'ın zuhuru için Armageddon'un gerçekleşmesi, bu bölgenin acilen kana bulanması gerekmektedir.
Bu vahim beklentinin bir sonucu olarak, bir kısım Hıristiyanlar dünyada yaşanan savaş, çatışma ve anlaşmazlıkları yatıştırmak yerine, adeta kan dökümünü teşvik eden politikalara destek vermekte, hatta savaş kışkırtıcılığı yapmaktadırlar. Bu vahşeti kendilerince bir doğum sancısı olarak nitelendirmekte, Hz. İsa (as)'ın müjdeli gelişi için bu vahşetin destekçisi olmaları gerektiği yanılgısına inanmaktadırlar.
at
Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz gerçekten en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız. (Kehf Suresi, 30)
Atların boyunlarına kadar kan olacağına dair bir vahşet beklentisi, ne İncil'e ne Tevrat'a ne de Kuran'a uymayan vahim bir beklentidir. Bu senaryo, dünya üzerinde dindar insanların birlik ve beraberliğini istemeyen çeşitli odaklar tarafından ortaya atılmış ve bir kısım Avenjeliklerin özellikle Müslümanlara karşı önyargılı davranmalarına sebep olmuştur.
İlginç olan, Müslümanları savaş ve katliam yanlısı göstermeye, kendilerini ise sevgi ve barış yanlısı göstermeye çalışan bir kısım Hristiyanların böylesine hevesle savaş beklentisi içinde olmalarıdır. Oysa İslam inancına göre, ahir zamanda Hz. İsa (as)'dan hemen önce zuhur edecek ve Hz. İsa (as) ile birlikte tüm dünyaya İslam ahlakını hakim edecek olan Hz. Mehdi (as) devrinde savaşların olmayacağını müjdeleyen kişi, İslam Peygamberi Hz. Muhammed (sav)'dir. Yani Hristiyanların dünya çapında yürüttükleri propagandanın aksine, gerçekte barış, huzur, adalet, şefkat ve sevgi yanlısı bir ahir zaman tasavvuru olan din İslam'dır.
Ne Kuran'a, ne İncil'e, ne de Tevrat'a kesinlikle uymayan, Allah'ın asla hoşnut olmayacağı bu kanlı senaryo, söz konusu Hristiyanlar tarafından sözde Allah'ın vaadi ve ahir zaman için yazdığı kader olarak nitelendirilmiş ve çok uzun zamandır Hristiyanların büyük bir kısmı bu senaryo ile aldatılmıştır.
Oysa uzun yıllardır uygulamada olan bu kanlı senaryoda çok kirli bir oyun ve sonu felaket olabilecek büyük bir aldatmaca vardır. Oyunu oynayan taraf, oldukça kanlı ve bir o kadar sapkın hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan deccal taraftarlarıdır. Bir kısım Hıristiyanların Hz. İsa (as)'ın dönüşü için milyonlarca insanın kanının dökülmesini, ülkelerin helak olmasını vazgeçilmez bir koşul olarak öne sürmeleri ve büyük bir gaflet içinde tüm Müslümanların büyük bir heyecanla bekledikleri mübarek Hz. Mehdi (as)'ın çıkışını deccaliyet olarak nitelendirmeye kalkmaları da gerçekte deccal zihniyetinin ta kendisidir.
Bu senaryoda yanılan taraf, tahrif edilmiş İncil pasajlarında yer alan bazı ifadeleri yanlış yorumlayarak, atların eyerlerine kadar kan dökülmesini heyecanla bekleyen bir kısım Evanjelik Hristiyanlardır. Yıllarca tüm dünyayı kana bulayan deccaliyet, tüm insanlığı tehdit eden bu karanlık oyun ile yeniden kan istemekte ve kandırabildiği kadar kişiyi gerçekleşmesi için gayret gösterdikleri bu savaşta kendi askerleri olarak hazırlamaktadır.
Bu, dünya üzerinde gizli bir örgütlenme ve hakimiyet kurmak isteyen odakların, Hristiyan görünümü altında İncil'in sonradan eklenmiş ya da yanlış yorumlanmış bazı bölümlerini delil göstererek oynadıkları bir oyundur. Dindar kimliği altında bu oyunu oynamaktadırlar. Deccal ordusu, geçmişte de defalarca kullandığı ve defalarca başarılı olduğu bu oyunu tekrar oynamakta sakınca görmemektedir. Amaç; dindar Müslüman, Hristiyan ve Musevilerin kardeş olmalarını; Darwinizm'e, materyalizme, ateizme karşı birlikte fikri mücadelede bulunmalarını önleyebilmektir.
Uzun bir dönem boyunca oynanan bu oyun neticesinde dindarlar güçlerini yitirirken, deccaliyetin savunucuları güçlenmiş, böylece manevi değerleri yok sayan, bencilliği tek geçerli değer kabul eden, hayatı bitmek bilmeyen bir mücadele ve sadece güçlünün ayakta kalabileceği bir arena gibi gösteren Darwinist ve materyalist zihniyeti kolaylıkla yaygınlaştırabilmişlerdir. Armageddon şu an bu odakların en vahşi planıdır. Bu oyunun farkında olmayanların, barış ve sevgi dini olan İslamiyet'e karşı ne kadar hatalı bir bakış açısına sahip olacakları da anlaşılabilmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder