11 Temmuz 2014 Cuma

Hz. İsa (as)'ın sözde suçlamalara karşı yargılanması

Dört İncil'de Hz. İsa (as)'ın sözde yargılanması ile ilgili açıklamaların tümü birbiriyle çelişmektedir.

Yuhanna İncili'ne göre Hz. İsa (as)'ı yalnızca Başkahin sorgulamaktadır:
Bunun üzerine komutanla buyruğundaki asker bölüğü ve Yahudi görevliler İsa'yı tutup bağladılar. Onu önce, o yıl Başkâhin olan Kayafa'nın kayınbabası Hanan'a götürdüler. Halkın uğruna bir tek adamın ölmesinin daha uygun olacağını Yahudi yetkililere telkin eden Kayafa idi. ... Başkâhin İsa'ya, öğrencileri ve öğretisiyle ilgili sorular sordu. (Yuhanna 18:12-14, 19)
Markos, Luka ve Matta İnciline göre Hz. İsa (as) Yüksek Kurulun tamamı tarafından yargılanır:
Gün doğunca halkın ileri gelenleri, ve din bilginleri toplandılar. İsa, bunlardan oluşan Yüksek Kurulun önüne çıkarıldı. O'na, "Sen Mesih isen, söyle bize" dediler. (Luka 22:66-67)
İsa'yı görevli Başkâhine götürdüler. Bütün başkâhinler, ileri gelenler ve din bilginleri de orada toplandı. ... Başkâhinler ve Yüksek Kurul'un öteki üyeleri, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı tanık arıyor, ama bulamıyorlardı. Birçok kişi ona karşı yalan yere tanıklık ettiyse de, tanıklıkları birbirini tutmadı. (Markos 14:53-56)
İsa'yı tutuklayanlar, onu Başkâhin Kayafa'ya götürdüler. Din bilginleriyle ileri gelenler de orada toplanmışlardı. Petrus, İsa'yı uzaktan, ta Başkâhinin avlusuna kadar izledi. Sonucu görmek için içeri girip nöbetçilerin yanına oturdu. Başkâhinlerle Yüksek Kurul'un öteki üyeleri, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı yalancı tanıklar arıyorlardı. (Matta 26:57-59)


hz_isa_kalabalik

Hz. İsa (as)'ın Hirodes tarafından sözde sorgulanması:

Luka İncili'nde Hz. İsa (as)'ın Hirodes tarafından sözde sorgulandığından bahsedilmektedir:
Pilatus bunu duyunca, "Bu adam Celileli mi?" diye sordu. İsa'nın, Hirodes'in yönetimindeki bölgeden geldiğini öğrenince, kendisini o sırada Yeruşalim'de bulunan Hirodes'e gönderdi. Hirodes İsa'yı görünce çok sevindi. Ona ilişkin haberleri duyduğu için çoktandır onu görmek istiyor, gerçekleştireceği bir belirtiye tanık olmayı umuyordu. Ona birçok soru sordu, ama o hiç karşılık vermedi. Orada duran başkâhinlerle din bilginleri, İsa'yı ağır bir dille suçladılar. Hirodes de askerleriyle birlikte onu aşağılayıp alay etti. Ona gösterişli bir kaftan giydirip Pilatus'a geri gönderdi. Bu olaydan önce birbirine düşman olan Hirodes'le Pilatus, o gün dost oldular. (Luka 23:6-12)
Matta, Markos ve Yuhanna İncillerinde ise, Hz. İsa (as)'ın Hirodes tarafından sözde sorgulanmasından söz edilmez.
Söz konusu çelişkiler, Hz. İsa (as)'ın sözde çarmıha gerilişi ile ilgili anlatılanların tamamen tutarsız bilgilere dayandığının, o ana ve ortama ilişkin açıklamaların hiçbirinin birbiri ile uyuşmadığının açık kanıtıdırlar. Eğer Hristiyanlar, Hz. İsa (as)'ın öldürüldüğüne dair İncil'i kaynak olarak gösteriyorlarsa, İncil'in 4 farklı kitabından konuyla ilgili net ve kesin bilgilere ulaşılamayacağını görmeleri gerekir. Gerçeği anlamak için Allah'ın, İncil'i doğrulayıcı olarak gönderdiğini belirttiği Kuran'a bakmak gerekmektedir. Yüce Allah Kuran'da, Hz. İsa (as)'ın çarmıha gerilmediğini, kesinlikle öldürülmediğini, ancak inkarcıların bu şekilde olduğunu zannedecekleri bir ortam yarattığını bildirmektedir. Rabbimiz Kuran'da Hz. İsa (as)'la ile ilgili bu iddiaların geçersiz olduğunu; münafık ve inkarcıların Hz. İsa (as)'a yönelik tuzaklarının boşa çıktığını ve Hz. İsa (as)'ı Kendi Katına aldığını haber vermektedir. Söz konusu İncil pasajlarındaki çelişkileri Kuran ayetleri ışığında değerlendirdiğimizde, dört İncil'in konuyla ilgili kendi aralarındaki karmaşa hemen netlik kazanmaktadır: Hz. İsa (as) ölmemiş, fakat herkesin çarmıha gerildiğini sandığı özel bir görüntü gösterilmiştir.

Hz. İsa (as) Ölmemiş, Allah'ın Katına Yükseltilmiştir

İncil'de, çelişkili izahlarla anlatılmış olan Hz. İsa (as)'ın çarmıha gerilişi hakkında doğru bilgilere Kuran vesilesiyle ulaşırız. Allah, Kuran'daHz. İsa (as)'a yönelik tuzakların bozulduğunu ve onu kesin olarak öldürmediklerini açıkça bildirmiştir:
Ve: "Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. (Nisa Suresi, 157)
Kuran'da Hz. İsa (as)'ın öldürülmediği aynı ayette iki kez özellikle vurgulanmakta ve Hz. İsa (as)'ın öldürüldüğü inancını savunanların "zanna uydukları" belirtilmektedir. Bu son derece açık bir ifadedir ve başka türlü tevil edilmesi mümkün değildir.

Hz. İsa (as)'a Benzeyen Bir Başkası Çarmıha Gerilmiştir

Kuran'da aynı ayette Allah, "Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi." (Nisa Suresi, 157) diye haber vererek, çarmıha gerilen kişinin Hz. İsa (as)'ın benzeri olan bir başka kişi olduğunu bize bildirmektedir.
Hz. İsa (as)'ın yerine çarmıha gerilen kişi, Hz. İsa (as)'a hainlik yapan Yahuda İskaryot (Judas Iskariot)'tur. Allah, çok büyük bir mucize yaratarak Yahuda İskaryot'u Hz. İsa (as)'a benzetmiştir. Hz. İsa (as)'ı çarmıha germek üzere almaya geldikleri sırada orada bulunan Yahuda İskaryot, Hz. İsa (as) zannedildiği için alınıp götürülmüş ve çarmıha gerilmiştir. Ayrıca Yahuda İskaryot'un yüzü kanla kaplandığı için, halk da çarmıha gerilen bu kişinin Hz. İsa (as) olmadığını anlamamıştır. Nisa Suresi 157. ayetin devamında Allah "Onların bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur." diye bildirmektedir. Tuzak kuranlar da, etraftakiler de yalnızca zanlarına uymuşlardır, bunun dışında ayette belirtildiği gibi hiçbir bilgileri yoktur.
Nitekim İncil'de Hz. İsa (as)'ın son sözleri olarak aktarılan ifadelerin de ("Elohi, Elohi, lema şevaktani" yani, "Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?) (Allah'ı tenzih ederiz) mahiyeti anlaşılmış olmaktadır. Açık bir iman zafiyetinin delili olan söz konusu sözler, elbette Hz. İsa (as)'a ait olamaz. Bu sözler, tüm tuzakları bozulan ve Hz. İsa (as)'ın yerine çarmıha gerilen Yahuda İskaryot'a aittir. İşte bu nedenle isyan doludur. Zaten Allah'ı kalpten seven, her şeyin Allah'tan geldiğini bilen, Allah'a gönülden boyun eğmiş bir kul olan Hz. İsa (as)'ın bu ifadeleri asla kullanmayacağı açıktır. Böylesine isyankar ifadelerin Yahuda İskaryot gibi bir münafıktan çıkmış olması ise beklenen bir durumdur.

İncil'e Göre Yahuda İskaryot'un Kayboluşu

sutun_ceylanKuran ayetlerinde anlatılanlara ve çeşitli kaynaklarca da desteklenen bu izahlara paralel olarak, Hz. İsa (as)'ın yerine, ona ihanet eden Yahuda İskaryot'un çarmıha gerildiğine delil oluşturabilecek İncil pasajları bulunmaktadır. Bu pasajlara göre, söz konusu çarmıha gerilme olayının hemen arkasından Yahuda İskaryot'un tamamen ortadan kaybolduğu dikkat çekmektedir. İncil yazarları bu duruma çeşitli şekillerde açıklama getirmeye çalışmışlar, Yahuda İskaryot'un öldüğünü iddia etmişler, fakat bu iddialarında bile çelişkiye düşmüşlerdir. Çünkü Hz. İsa (as) yerine Yahuda İskaryot'un çarmıha gerilmiş olduğunu bilmemektedirler. İncil'deki, Yahuda İskaryot'un kayboluşuna dair birbiriyle çelişen söz konusu açıklamalar şu şekilledir:
Sabah olunca bütün başkâhinlerle halkın ileri gelenleri, İsa'yı ölüm cezasına çarptırmak konusunda anlaştılar. Onu bağladılar ve götürüp Vali Pilatus'a teslim ettiler. İsa'ya ihanet eden Yahuda, onun mahkûm edildiğini görünce yaptığına pişman oldu. Otuz gümüşü başkâhinlere ve ileri gelenlere geri götürdü. "Ben suçsuz birini ele vermekle günah işledim" dedi. Onlar ise, "Bundan bize ne? Onu sen düşün" dediler.Yahuda paraları tapınağın içine fırlatarak oradan ayrıldı, gidip kendini astı. (Matta 27:1-5)
O günlerde Petrus, yaklaşık yüz yirmi kardeşten oluşan bir topluluğun ortasında ayağa kalkıp şöyle konuştu: "Kardeşler... İsa'yı tutuklayanlara kılavuzluk eden Yahuda ile ilgili olarak Davut'un ağzıyla önceden bildirdiği Kutsal Yazı'nın yerine gelmesi gerekiyordu. Yahuda bizden biri sayılmış ve bu hizmette yerini almıştı." Bu adam, yaptığı kötülüğün karşılığında aldığı ücretle bir tarla satın aldı. Sonra baş aşağı düştü, bedeni yarıldı ve bütün bağırsakları dışarı döküldü. (Elçilerin İşleri 1:15-18)
İncil'deki kimi açıklamalar birbiri ile çelişse de bu konuda mutabık olunan, Yahuda İskaryot'un çarmıha geriliş hadisesinin hemen sonrasındakesin olarak kaybolmuş olmasıdır. Yahuda İskaryot kaybolmuştur, çünkü aslında çarmıha gerilen ve öldürülen kişinin kendisi Yahuda İskaryot'dur. Bu olayın hemen öncesinde ise Hz. İsa (as), Allah'ın emri ile melekler tarafından göğe, Allah'ın Katına alınmıştır. İşte bu sebeple Hz. İsa (as)'ı çarmıha germek üzere onun bulunduğu odaya gelen görevliler, orada sadece Yahuda İskaryot'u bulmuşlardır.

cicek_su_damlasi


Kuran'da Allah, Hz. İsa (as)'a Yönelik Tuzağın "Bozulduğunu" Haber Verir

Bilindiği gibi münafıklık yapan Yahuda İskaryot'un önderliğinde inkarcılar Hz. İsa (as) aleyhine bir tuzak kurmuşlardır. Tuzağın amacı, Hz. İsa (as)'ın ölmesidir. Oysa Allah Kuran'da, Hz. İsa (as)'a kurulan tuzağın bozulacağını bildirmiştir. Eğer Hz. İsa (as)'ın ölümü herhangi bir şekilde gerçekleşirse, bu, inkar edenlerin kurdukları tuzağın bozulmadığı, onların istediği gibi neticelendiği anlamına gelir, ki bu mümkün değildir. Çünkü Allah'ın vaadi vardır. Hz. İsa (as)'ı öldürmeyi hedefleyen o tuzak bozulmuştur. Hz. İsa (as), hiçbir şekilde ölmemiştir ve öldürülmemiştir. Allah, Kuran'da bu gerçeği şöyle haber verir:
Nitekim İsa, onlarda inkarı sezince, dedi ki: "Allah için bana yardım edecekler kimdir?" Havariler: "Allah'ın yardımcıları biziz; biz Allah'a inandık, bizim gerçekten Müslümanlar olduğumuza şahit ol" dediler. "Rabbimiz, biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Böylece bizi şahitlerle beraber yaz." Onlar (inanmayanlar) bir düzen kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır. (Al-i İmran Suresi, 52-54)
Eğer inkarcıların tuzakları gerçekleşmiş olsaydı, bu Kuran'da elbette ki bildirilirdi. Fakat Kuran'da bildirilen, Hz. İsa (as)'a yönelik tuzakların boşa çıktığı ve Hz. İsa (as)'ın Allah'ın Katına yükseltilmiş olduğudur.

Hz. İsa (as)'a Yönelik Sinsi Tuzağın Bozulması Samimi İman Edenler İçin Büyük Bir Nimettir

Çok açık delillere rağmen Hz. İsa (as)'ın öldürüldüğü iddiasında ısrarcı davrananlar akılcı düşünmeli ve Kuran'ı her türlü ön yargıdan arınmış, tam vicdan açıklığı ile tekrar okumalıdırlar. Hz. İsa (as) ölmemiştir, onurlu bir şekilde göğe alınmıştır. Samimi bir Hristiyan için Hz. İsa (as)'ın öldüğü iddiasında ısrarcı davranmanın bir anlamı yoktur. Bir Hristiyan için, Hz. İsa (as)'ın ölmediğini, Allah'ın rahmetiyle inkarcıların tuzaklarından kurtulduğunu ve Rabbimiz'in Katında olduğunu bilmek, buna inanmak bir nimettir. Bu iddiada bulunan Hristiyanlar, Hristiyanlığın temel inançlarından biri olan Hz. İsa (as)'ın Hristiyanların günahlarının kefareti için ölmeyi tercih ettiği inancından ayrılmak istemezler. Oysa bu konuda da çeşitli yanılgılar vardır. Bu konuya birazdan değinilecektir.
Bazı Hristiyanlar Hz. İsa (as)'ın ölmediği inancına, Müslümanların, bir peygambere acı çekmeyi yakıştırmadıklarından itiraz ettiklerini iddia etmektedirler. Oysa Müslümanlar buna, Kuran'da belirtildiği için iman ederler. Burada belirtilmesi gereken önemli nokta ise şudur: Elbette Allah, peygamberleri çeşitli acı, zorluk ve imtihanlarla denemiştir. Kimi zaman Allah imtihanın gereği olarak inkarcılara geçici bir zafer de vermiştir. Fakat Allah, hiçbir zaman Peygamberleri küfrün gözünde acz içinde gösterecek bir duruma izin vermemiştir. Dolayısıyla böyle bir durumun Hz. İsa (as) için de geçerli olması söz konusu değildir. Hz. İsa (as)'ın ölmediğine inanmak Hristiyanlar için daha güzeldir. Zaten ahir zamanda Hz. İsa (as) tekrar yeryüzüne gönderildiğinde Hristiyanlar onun ellerinde ve ayaklarında hiçbir yara izi olmadığını göreceklerdir. İçinde bulunduğumuz bu dönemde Hz. İsa (as), 2000 yıl önceki giysileri, üzerindeki beylik eşyaları ve 2000 yıl önceki parası ile yeryüzüne gelecektir. İşte bu büyük delil, Hristiyanların tam anlamıyla kanaat getirmelerini sağlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder