11 Temmuz 2014 Cuma

Hz. İsa (as)'ın Allah'ın Oğlu Olmadığına Dair İncil'den Deliller


Hz. İsa (as)'ın Allah'ın Oğlu Olmadığına Dair İncil'den Deliller

 Bazı Hristiyanlar Hz. İsa (as)'ın yalnızca bir kul olduğu gerçeğinin sadece Kuran ile haber verildiğini düşünüyor olabilirler. Oysa, Hristiyanların kendi kitapları İncil, Hz. İsa (as)'ın imtihan olan, dua eden, yemek yiyen, yorulduğunda uyuyan, Allah'a kulluk eden bir beşer olduğunu açıkça ve çeşitli şekillerde haber vermiştir. Üçleme yanlısı Hristiyanlar her ne kadar Müslümanların getirdiği üçleme karşıtı delillere karşı çıksalar da, Hz. İsa (as)'ın Allah'ın oğlu olmadığını kendi kitapları yani İncil söylemektedir. Telkinlerden ve önyargılardan arınmış her akıl ve her vicdan; İncil sözlerinin açık, yorumsuz, saf anlamlarının bu şekilde olduğunu hemen anlayacaktır.

Hz. İsa (as)'ın Allah'ın oğlu olmadığına, onun yalnızca Allah'a kul olan bir beşer olduğuna dair İncil'den deliller şu şekildedir:

Hz. İsa (as)'ın doğumu, soyu, yakınları

Bilinen tarihi bilgilere göre Hz. İsa (as), Hz. Davud (as) soyundandır. Hz. İsa (as) halk arasında tanınan bir kişidir. Halk onun kimin soyundan geldiğini, nerede doğup büyüdüğünü bilmektedir. Hz. İsa (as)'ın ailesi de halk tarafından yakından tanınmaktadır. Dolayısıyla o da, tüm diğer insanlar gibi soyu ve doğumu belli olan bir beşerdir:


Eski çağlardan beri kutsal peygamberlerin ağzından bildirdiği gibi, kulu Davut'un soyundan bizim için güçlü bir kurtarıcı çıkardı; düşmanlarımızdan, bizden nefret edenlerin hepsinin elinden kurtuluşumuzu sağladı. (Luka 1: 69-71)

İbrahim oğlu, Davut oğlu İsa Mesih'in soyuyla ilgili kayıt şöyledir... (Matta 1: 1-2)

Önden giden ve arkadan gelen kalabalıklar şöyle bağırıyorlardı: "Davut oğluna hozana! Rab'bin adıyla gelene övgüler olsun, en yücelerde hozana!" İsa Kudüs'e girdiği zaman bütün kent, "Bu kimdir?" diyerek çalkalandı. Kalabalıklar, "Bu, Celile'nin Nasıra kentinden İsa Peygamber" diyordu. (Matta 21: 9-11)

Meryem'in oğlu, Yakup, Yose, Yahuda ve Simun'un kardeşi olan marangoz değil mi bu? Kızkardeşleri burada, aramızda yaşamıyor mu?.. (Markos 6: 3)


Hz. İsa (as)'ın beşeri özellikleri

Hz. İsa (as)'ın bir beşer olması, üçlemeyi temelinden sarsan önemli bir konudur. Her ne kadar üçlü birlik savunucuları Hz. İsa (as)'ın yeryüzünde maddi bir varlık, yani bir beşer olarak tecelli ettiği, bu şekilde insanlara ulaştığı gibi sathi bir mantık sunsalar da, bu durum Hz. İsa (as)'ın her insan gibi beşeri özellikleri olmasının üçleme inancını tamamen ortadan kaldırdığı gerçeğini gidermemektedir. Melekler de insan şeklinde tecelli edebilirler. Fakat üstün yaratılışlarının bir tezahürü olarak yemek yeme, yorulunca dinlenme gibi ihtiyaçlardan uzaktırlar. Durum böyleyken -haşa- bir tanrının bu insani ihtiyaçlarla yeryüzünde var olduğunu iddia etmek çok vahimdir (Allah'ı tenzih ederiz).

İncil'de Hz. İsa (as) ile ilgili verilen bilgilerden, bu kıymetli insanın "Allah'ın oğlu değil, Allah'ın mübarek bir elçisi olarak anlatıldığı" açıkça anlaşılmaktadır. Onun da her insan gibi bir hayat yaşadığı görülmektedir. O da diğer insanlar gibi doğmuş, bebeklik, çocukluk ve gençlik dönemlerinden geçmiştir. Yemek yeme ihtiyacı hissettiğinde yanındaki havarileriyle birlikte Allah'a şükrederek yemek yemiş, uzun bir günün ardından her insan gibi yorulmuş ve uyuma ihtiyacı hissetmiştir. Bunun yanı sıra Hz. İsa (as)'ın yıkanmak, temizlenmek gibi fiziksel ihtiyaçlarının var olduğu İncil'de zikredilmektedir. Bütün bu insani özellikler üçleme iddiasını tamamen ortadan kaldırmaktadır. Hz. İsa (as), bir kul, bir peygamber olması ve her insan gibi imtihana tabi olması sebebiyle beşeri özellikler ve ihtiyaçlarla yaratılmıştır. İhtiyaçların ve eksikliklerin ortadan kalktığı yer elbette ki yalnızca cennettir.

Hz. İsa (as)'ın, iddia edilen ilahlık vasfını ortadan kaldıran, beşeri özellikleri ile ilgili İncil pasajlarından bazıları şu şekildedir:


İsa bilgice ve boyca gelişiyor, Allah ve insanlar önünde iyilik buluyordu. (Luka 2: 52)

Onlarla sofrada otururken İsa ekmek aldı, şükretti ve ekmeği bölüp onlara verdi. (Luka 24:30)

Sevinçten hâlâ inanamayan, şaşkınlık içindeki öğrencilerine, "Sizde yiyecek bir şey var mı?" diye sordu. Kendisine bir parça kızarmış balık verdiler. İsa onu alıp gözlerinin önünde yedi. (Luka 24: 41-43)

Mayasız Ekmek bayramının ilk günü öğrenciler İsa'nın yanına gelerek, "Fısıh yemeğini yemen için nerede hazırlık yapmamızı istersin?" diye sordular. (Matta 26: 17)

Daha sonra İsa, Levi'nin evinde yemek yerken... (Markos 2: 15)

İsa bundan sonra eve gitti. Yine öyle büyük bir kalabalık toplandı ki, İsa'yla öğrencileri yemek bile yiyemediler. (Markos 3: 20)

Sofraya oturmuş yemek yerlerken İsa, "Size doğrusunu söyleyeyim" dedi, "sizden biri, benimle yemek yiyen biri beni ele verecek." (Markos 14: 18)

Ferisilerden biri İsa'yı yemeğe çağırdı. O da Ferisi'nin evine gidip sofraya oturdu. (Luka 7: 36)

... İsa, yolculuktan yorulmuş olduğu için kuyunun yanına oturmuştu. Saat on iki sularıydı. Samiriyeli bir kadın su çekmeye geldi. İsa ona, "Bana su ver, içeyim" dedi. (Yuhanna 4: 6-7)

İsa, kayığın uç tarafında bir yastığa yaslanmış uyuyordu... (Markos 4: 38)

İsa onlara, "Gelin, tek başımıza tenha bir yere gidelim de biraz dinlenin" dedi. Gelen giden öyle çoktu ki, yemek yemeye bile vakit bulamıyorlardı. (Markos 6: 31)

...Yolculuktan yorulmuş olan İsa kuyunun yanına oturdu... (Yuhanna, 4: 4)


Son yemek tablosu

Hz. isa (as) ve havarilerini tasvir eden "Son Yemek" tablosu. (Il Cenacolo or L'Ultima Cena)


Hz. İsa (as)'ın da denemelerden geçmesi, imtihan olması, şeytanın onu da saptırmak için çabalaması

İncil'de Hz. İsa (as)'ın Allah tarafından denenmekte olan, imtihana tabi olan bir beşer olduğu açıkça ifade edilmektedir. Allah'ın imtihan ettiği, denemelerden geçirdiği bir beşerin Allah olması kuşkusuz ki imkansızdır (Allah'ı tenzih ederiz). Şeytanın saptırmak için uğraştığı bir insanın böyle bir vasfa sahip olması olanaksızdır. Allah, İncil'de Hz. İsa (as)'ın denenen, imtihana tabi olan ve Allah'a kulluk eden bir beşer olduğunu haber vermiştir:


[Hz. İsa (as):] "Denendiğim zamanlar benimle birlikte sabretmiş olanlar sizlersiniz." (Luka 22: 28)

Sonra İblis İsa'yı yükseklere çıkararak bir anda ona dünyanın bütün ülkelerini gösterdi. Ona, "Bütün bunların yönetimini ve zenginliğini sana vereceğim" dedi. "Bunlar bana teslim edildi, ben de dilediğim kişiye veririm. Bana taparsan, hepsi senin olacak." İsa ona şu karşılığı verdi: "'Tanrın Rab'be tapacak, yalnız O'na kulluk edeceksin' diye yazılmıştır." (Luka 4: 5-8)

İblis, İsa'yı her bakımdan denedikten sonra bir süre için onun yanından ayrıldı. (Luka 4: 13)


Hz. İsa (as)'ın babasız doğması üçleme iddiasına bir delil olamaz, Hz. Adem (as) hem annesiz hem de babasız doğmuştur

Üçleme yanlısı Hristiyanlar iddialarına delil olarak Hz. İsa (as)'ın babasız olarak mucizevi doğumunu öne sürerler. Oysa bu iddiayı kuvvetli bir delil sayarlarken Hz. Adem (as)'ın hem annesiz hem de babasız yaratılmış olduğunu düşünmezler. Hz. Adem (as) hiçbir sebep ve vesile olmaksızın Rabbimiz'in "Ol" emri ile cennette yaratılmıştır. Böyle bir yaratılma, daha da mucizevidir. Fakat buna rağmen hiçbir Hristiyan Hz. Adem (as)'a ilahlık atfetmemiştir. Dolayısıyla bazı Hristiyanların üçlemeye delil olarak öne sürdükleri bu mantık tümüyle geçersizdir. Asla ve asla Hz. İsa (as)'a yüklenmeye çalışılan ilahlık vasfını delillendirmemektedir.

Hz. Adem (as)'ın yaratılışı, İncil ve Tevrat'ta şu şekilde geçmektedir:


Çünkü önce Adem, sonra Havva yaratıldı; (1. Timoteos 2: 13)

RAB Tanrı Adem'i topraktan Yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu. (Yaratılış 2: 7)


İncil'de geçen "Allah'ın oğlu" ifadelerinin hiçbiri fiziksel anlamıyla alınmamıştır, sadece Hz. İsa (as)'a gerçek oğul anlamı yüklenmiştir

İncil'de pek çok yerde "Allah'ın oğlu" veya "Allah'ın oğulları" ifadeleri kullanılmaktadır. Daha sonra detayıyla anlatacağımız gibi Allah'ın oğlu kelimeleri, bir sevgi ve muhabbet ifadesidir. Bir insanın kutlu, güvenilir, sadık ve Allah'ın sevgili kulu olduğunun bir izahıdır. Dolayısıyla hiçbir şekilde gerçek –fiziksel– oğul anlamını taşımamaktadır. Nitekim bu izah İncil'de çok fazla yerde ve çok fazla kişiye hitaben kullanılmış fakat hiçbirinde bu açıklama fiziksel anlamda kabul edilmemiştir. 

"Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek." (Matta 5: 9) izahında olduğu gibi, barışı sağlayanlar Allah'ın sevgili ve değerli kulları haline gelecektir. Bunu hiçbir Hristiyan gerçek oğul manasında anlamaz, buna farklı bir anlam yüklemez.

Durum böyleyken İncil'de sadece Hz. İsa (as) için kullanılan "Allah'ın oğlu" ifadeleri fiziksel anlamında alınmıştır. Aynı izahlar geçmesine, farklı hiçbir kelime kullanılmamasına rağmen yalnızca Hz. İsa (as)'a gerçek oğul gibi bir sıfat atfedilmiştir. Bu durum, Allah'ın oğlu ifadesinin asıl manasından saptırıldığını ve kasıtlı olarak Hz. İsa (as)'a has özel bir anlam ile kullanıldığını göstermektedir. İncil'de Allah'ın oğlu veya oğulları izahının geçtiği bazı pasajlar şu şekildedir:


[Hz. İsa (as):] "Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. Alacağınız ödül büyük olacak, Yüceler Yücesi'nin oğulları olacaksınız. Çünkü O, nankör ve kötü kişilere karşı iyi yüreklidir." (Luka 6: 35)

Her Şeye Gücü Yeten Rab diyor ki, "Size Baba olacağım, siz de oğullarım, kızlarım olacaksınız." (Korintlilere 2. Mektup 6: 18)


Burada ayrıca belirtmek gerekir ki, kutsal metinlerde Hz. İsa (as)'ın insanoğlu olarak nitelendirilmesi 80 defa geçmektedir. Üçleme yanlısı Hristiyanlar bu ifadeyi çeşitli şekillerde tevil etmeye çalışsalar da, insanoğlu ifadesi Hz. İsa (as)'ın ana dili olan Aramice'de barnaşa yani "insan" anlamına gelen özel bir deyimdir. Dolayısıyla insanoğlu deyimi bu dilde insan kelimesi ise eşanlamlıdır. (Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar, Bir Hristiyan Dogması Teslis, Ankara Okulu Yayınları, Eylül 2007, s. 168)

İncil'de geçen "Baba" hitabı yine mecazi anlamdadır ve tüm insanlığa seslenilmektedir

İncil'de oğul kelimesinin yanı sıra "Baba" kelimesi de kullanılmaktadır. Buradaki Baba ifadesi, koruyuculuk, sevgi ve şefkat anlamlarına gelmekte, buradaki hitap ile Allah'ın ruhunu taşıyan, cennetle müjdelenen ve Allah'a manen yakın kişiler hedeflenmekte ve elbette kelimenin gerçek anlamı hiçbir şekilde kastedilmemektedir. Fakat teslisçiler, İncil'de anlamı bu kadar açık olan bir kelimeyi söz konusu İncil pasajlarında mecazi anlamı ile alırken, Hz. İsa (as)'a hitab olan pasajlarda Hz. İsa (as)'ın biyolojik babası olarak almaktadırlar. Bu, açık bir yanlış yönlendirme, anlamı net olan bu konuda açıkça bir saptırmacadır.

İncil'de "baba" hitabının kullanıldığı ve mecazi anlamı oldukça açık olan pasajlardan bazıları şu şekildedir:


Öyle ki, verdiğiniz sadaka gizli kalsın. Gizlice yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir... Çünkü Babanız nelere gereksinmeniz olduğunu siz daha O'ndan dilemeden önce bilir. (Matta 6:4, 8)

"Doğruluğunuzu insanların gözü önünde gösteriş amacıyla sergilemekten kaçının. Yoksa göklerdeki Babanız'dan ödül alamazsınız. (Matta 6: 1)

Ama siz dua edeceğiniz zaman iç odanıza çekilip kapıyı örtün ve gizlide olan Babanız'a dua edin. Gizlilik içinde yapılanı gören Babanız sizi ödüllendirecektir. (Matta 6: 6)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder